top of page

Kardeş Kıskançlığı

  • Şebnem Kartal
  • 4 Ara 2024
  • 3 dakikada okunur

Aileye yeni katılan çocuğun daha büyük yaşlarda olan çocuk tarafından kıskanılması durumudur. Kardeş kıskançlığı bazen, annenin hamilelik döneminde de başlayabilir. Büyük çocuk, ailede küçük kardeşine verilen aşırı özenli bakımı, sevgiyi ve ilgiyi kıskanır. Çocuklar arasındaki yaş farkı ne kadar azsa kıskançlık o denli büyük olur.


Kardeşinin doğumundan sonrasından itibaren kendisinin daha az sevileceğini, ihmal edileceğini ve ilginin hep kardeşi üzerinde olacağını düşünür.


Bu dönemde, büyük çocuğu okula başlatmak çok sakıncalıdır. Çocuk, kendisinin evden uzaklaştırılarak anne ve babasının kardeşiyle daha rahat ilgileneceğine ve oyun oynayacağına inanabilir. Bu sebeple, eğer çok gerekli değilse, sırf evden uzaklaştırılmak için çocuk erken yaşta kreşe gönderilmemelidir.


Kardeş kıskançlığı gösteren çocuklarda çaresizlik, huzursuzluk, isteksizlik, üzüntü, öfke, kin gibi duygular ortaya çıkabilir. Bunun dışında, parmak emme, bebek gibi konuşma, biberonla beslenme, emekleme ya da ayakta sallanma, konuşmada bozukluk veya anneye babaya aşırı bağlanma hali görülebilir. Ayrıca altına kaçırma, kekemelik, gece korkuları, uykusuzluk, iştah kaybı, mide bulantısı, karın ağrısı, içe kapanma ve etrafla ilgilenmeme gibi uyum ve davranış bozuklukları ortaya çıkabilir.


Büyük çocuk bu davranışları göstererek, ailesine “Benim de size en az küçük kardeşim kadar ihtiyacım var,” mesajı vermekte ve yardım talep etmektedir. Sadece kendini sözcüklerle ifade edemediği için, alışkanlıklarındaki bozukluklarla ve uyum problemleriyle bunu gösterir.

Küçük çocuklar, sadece anne babaya değil diğer aile büyüklerine, bakıcı ablalarına, kısaca çevrelerindeki herkese, hatta eşyalara bile öfkeli olabilir ve zarar verebilirler.


Bu dönemde anne babaların, çocukları olabildiğince ayırt etmemeye çalışmaları ve büyük çocuğa, küçük kardeşinin çok küçük olduğunu ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığını söylemeleri, açıklamaları yerinde olacaktır. Bu dönemde çocuklar asla kıyaslanmamalıdır.

Küçük çocuk her ne kadar kardeşine kızsa, kin gütse ve ondan hoşlanmasa da bir taraftan onu sever, hatta koruma ihtiyacı içine bile girebilir. Anne baba bu süreçte, büyük kardeşe, kardeşiyle ilgili sorumluluklar vermelidir. Fakat bu sorumluluklar gereğinden fazla olmamalıdır. Bu sayede büyük çocuk kardeşini daha fazla benimser.


Hatta hamilelikten itibaren büyük çocuğun, küçük kardeşin eşyalarının alınmasına, odasının düzenlenmesine, kıyafet alınmasına dahil edilmesi, ondan bu konuda fikir alınması faydalı olacaktır. “Sence kardeşin bunu sever mi?” diye sorular sorup onu da bu sürece dahil etmek çok iyi olur.


Büyük çocuğa güzel sözler söylemek, onunla geçirebileceğiniz özel zamanlar yaratmak, bazı durumlarda bu zamanlara küçük kardeşi de dahil etmek iyi olur. Evde ailecek oyun oynamak, çocuğun saçlarını okşamak, sık sık gülümsemek, güzel yaptığı şeyleri övgü dolu sözler söyleyip pekiştirmek yerinde olur.


Ailece çocuğa kardeşi büyüdüğünde onunla çok iyi anlaşacaklarını, birlikte çok güzel zaman geçireceklerini, oyun oynayacaklarını, kardeşinin çok çabuk büyüyeceğini ve sabırlı olması gerektiğini söylemek gerekir.


Ailede yeni çocuğun doğumu ile anne babanın sorumlulukları artacağı için bir tahammülsüzlük baş gösterebilir. Aile içi sözel, hatta fiziksel şiddet bile baş gösterebilir. Çocuklar bunun kendileri yüzünden olduğunu düşünürler. O yüzden utanç ve suçluluk duyarlar. Ailelerde anne çok yorgun olabilir. Bu yüzden babanın anneye olabildiğince yardımcı olması gerekir. Ve anne babanın birbirine karşı sevgi dolu ve hoşgörülü olması, ailenin sağlıklı iletişimi açısından iyi olur.


Bazen ailelerde, şu gibi şeyler görülür; baba bir çocuğa, anne öteki çocuğa daha düşkün olur ya da doğumdan itibaren cinsiyet ayrımı yapılır, bu çok sakıncalıdır  ve anne babanın bunun olmamasına çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca eğer yardım alınıyorsa bakıcı ablaların da çocukların arasında ayrım yapmaması, büyük çocuğa özel ilgi göstermesi onunla sık sık oynaması gerekir.


Aile büyükleri de çoğunlukla küçük çocukları daha çok sever, onlarla daha çok ilgilenirler. Aile büyüklerinin de büyük çocuklarla daha çok ilgilenip, kıskançlığını artırmamalarına, eşit davranmalarına dikkat etmeleri gerekir. Bu konuda ailenin sözlerini ciddiye almıyorlarsa, sınır konulması, çok net ve tutarlı bir tutum içine girilmesi rica edilmelidir. Çünkü bu tutumları ailenin çabalarını boşa çıkarabilir.


Kardeş kıskançlığı konusunda pek üzerinde durulmayan bir konu vardır; o da anne babanın büyük çocuktan uzaklaşması durumudur. Büyük çocuk önce kendini dışlanmış ve uzaklaştırılmış hisseder ama daha sonra kendi isteğiyle ailesinden kendi uzaklaşır ve sonuç olarak içine kapanır, bunun olmasına izin vermemek gerekir.

 


Sevgiyle ve sağlıkla kalın,

Şebnem Kartal

Uzman Psikolog – Yazar

 
 
 

댓글


DSC_0374.jpg

Hakkımda

1991 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldum. 1995 yılında, yine ODTÜ’de yüksek lisans programını tamamlayarak psikolojide uzmanlık derecesi aldım. Lisans eğitimimi “şeref”, yüksek lisans eğitimimi “yüksek şeref” derecesiyle tamamladım.

E-mail listeme kaydolun

bottom of page