Suça Sürüklenen Çocuklar
- Şebnem Kartal
- 11 Eki 2024
- 3 dakikada okunur
Çocuk yaşta suça sürüklenmenin pek çok sebebi vardır. Suça sürüklenme, sadece ailesel faktörlerden kaynaklanmaz. Toplumsal faktörlerden de kaynaklanır. Bu sorunda teknoloji ve medyanın da olumsuz bir etkisi vardır. Ayrıca çocukların ergenlik döneminde olmaları ve bu dönemin zorlukları da sıkıntı yaratabilir.
Anne babanın eğitim düzeyinin daha düşük olduğu ve yoksul semtlerden oturan çocukların daha fazla suça sürüklendiği biliniyor. Bunda elbette ekonomik nedenlerin büyük bir etkisi var. En basitinden, aileleri tarafından gereksinimleri karşılanamayan çocuklar, maddi ihtiyaçlarını karşılamak için hırsızlığa başvuruyorlar. Suça eğilimde göçlerin ve mülteci sorununun da yoksulluk ve yoksunluk sorununun da etkisi var.
Suça sürüklenen çocukların ailelerinde ciddi problemler olduğu gözlemleniyor. Aile içi sevgisizlik, ilgisizlik, şefkat yoksunluğu, aile bireylerinin ilişkilerinin birbirinden kopuk olması, anne ya da babanın ya da her ikisinin birden sıklıkla evde bulunmaması, çocuklara güvenmeme, değer vermeme ya da aileden herhangi birinin akli dengesinin yerinde bulunmaması gibi...
Bu tip ailelerde anne babanın çocuktan çoğunlukla hiç haberi olmuyor, aile içinde sözel ya da fiziksel şiddet olabiliyor, aile üyeleri içinde birinin suç geçmişi ya da suça eğilimi olabiliyor, alkol, uyuşturucu ya da başka madde kullanımı olabiliyor.
Çocuklar aidiyet duygusu ihtiyacı içinde dışarlarda ya da evde ilgi görmeye çalışıyorlar. Aile içindeki tüm aile bireylerinde herhangi bir sorunun olması da etkili oluyor. Aileyle güvenli bağ kuramamak onların dışardaki suç çetelerine bağlanmalarına ve kendilerini orada değerli ve güvenli hissetmelerine sebep oluyor.
Bazen de çocuğun herhangi basit bir sorunu olabiliyor, bu herhangi bir psikolojik problem ya da nörolojik problem, bir davranış bozukluğu, öğrenim güçlüğü olabiliyor. Fakat aile yeterince bilgili ve eğitimli olmadığı için bu sorunu bir uzman yardımı ile gidermek yerine çocuğa sürekli ceza veriyor. Devamlı örselenen çocuk aileden soğuyor. Bu yüzden de kendini ait hissetmek için sokaklarda kendine yer açıp onu kabullenen gruplarda yer bulabiliyor.
Düşünün çocuğun öğrenme güçlüğü var, ders çalışamıyor, çalışsa da anlayamıyor, öğrenemiyor fakat aile bunu edepsizlik, tembellik, yaramazlık olarak nitelendiriyor, profesyonel yardım almak yerine çocuğa sürekli şiddet uyguluyor. Günün sonunda çocuk başka çocuklara ve yetişkinlere zarar vermeye başlıyor ve suç çetelerine giriyor. Bu durumda suçlu, çocuğun kendisi mi, ailesi mi, yoksa aileleri yeterince bilinçlendirmeyen toplum mu diye düşünmek gerekiyor.
Suça sürüklenen çocukların işlediği suçlar hırsızlık, gasp, madde kullanımı, yaralama, ensest, taciz, tecavüz ve ölümle sonuçlanan saldırılar olarak özetlenebilir.
TCK’ya göre 12 yaşının altındaki çocukların cezai ehliyeti yok. On iki, on beş yaş arasındaki çocukların yaptıklarının farkında olup olmadıkları ile ilgili rapor almaları gerekiyor. On beş, on sekiz yaş grubundaki çocukların cezai ehliyetleri var ama yetişkinlere göre daha indirimli ceza alıyorlar.
Suça sürüklenen çocuklar çocuk mahkemelerinde yargılanıyorlar. Cezai ehliyeti olmayanlar için ise önleyici tedbir kararı alınıyor. Çocuklar suç işlerken yaptıklarını tam olarak muhakeme edemeyebiliyorlar. Hükümlü çocuklar çocuk eğitim evine alınıyorlar. Çocuk evlerinde meslek edindirme kurslarına ve çeşitli rehabilitasyon çalışmalarına katılıyorlar. Ayrıca örgün eğitime devam etmeleri sağlanıyor, çeşitli gezi programları düzenleniyor ve sosyal faaliyetlere katılıyorlar. Islah evleri, gençlerin tedavisi, sosyal rehabilitasyonu ve eğitimi için kullanılıyor.
Burada ironik bir durum oluşabiliyor. Ceza evlerine giren çocuklar orada diğer suça eğilimli çocuklarla birlikte kaldıkları için ceza evlerinde de gruplaşmalar oluyor ve çocuklar daha fazla suça sürüklenebiliyorlar. Örneğin içerdeki yetişkin çocuklar küçük çocuklara çeşitli şekillerde zarar verebiliyor, eziyet, taciz edebiliyorlar. Bu yüzden ceza evlerinin de şartlarının düzenlenmesi ve yetkililerce daha fazla kontrol sağlanması gerekiyor.
Suça sürüklenen çocuklar sorununun giderilmesi için suç işlenme oranının yüksek olduğu yerlerde, ki bunların çoğu yoksul ve sosyokültürel düzeyleri düşük mahalleler, çalışmalar yapmak gerekiyor, enflasyonu, yoksulluğu ve işsizliği azaltmamız gerekiyor.
Suça eğilimli çocuklar sadece yoksul ve sosyokültürel düzeyi düşük ailelerden çıkmıyor elbette. Bazen aşırı hoşgörülü, sınırların kalkmış olduğu, çocukların fazla şımartıldığı ve ekonomik düzeyi çok yüksek ailelerden de suça eğilimli çocuklar çıkabiliyor. Bunun için mutlaka çocuklarımıza sınır koymalı ve disiplinli olmalıyız. Tabii ki disiplin demek, sözlü ya da fiziksel şiddet demek değildir.
Suça sürüklenen çocuklarla çalışan uzmanların disiplinler arası bir çalışma yapmaları gerekmektedir. Hukukçular, psikiyatristler, kriminologlar, sosyologlar, psikologlar, pedagoglar ve sosyal hizmet uzmanları mutlaka bir arada çalışmalıdır.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın,
Şebnem Kartal
Uzman Psikolog – Yazar
Comments