Türkiye Cinnet Getiriyor
- Şebnem Kartal
- 8 Kas 2024
- 2 dakikada okunur
Cinnet Türk dil kurumuna göre delilik olarak tanımlanmaktadır. Bir kişinin normal zamanda yapmayacağı akıldışı ve mantıksız davranışları bir anda yapması olarak tanımlanır.
Cinnet esnasında kişiler yoğun stres ve kaygı altındadırlar. Öfkelerini kontrol edemezler ve bu ruhsal parçalanmaya neden olur. Öfkelerini kontrol etmeye çalışsalar da agresif dürtüleri kontrolsüzce ortaya çıkar. Ağır psikolojik, ekonomik, toplumsal ve sosyal baskı altında olan kişiler, kendilerini çaresiz ve sıkışmış hissedebilirler. Eğer kendilerini ifade etmek için sağlıklı bir yol bulamazlarsa şiddete yönelebilirler.
Cinnet getiren insanlar, olayın öncesinde bazı belirtiler gösterirler; örneğin madde ve içki kullanımını arttırabilirler veya başlayabilirler. Ekonomik sıkıntılar içinde olabilirler. Evde, iş yerinde ya da sokakta psikolojik, sözlü tacizde bulunur ve her ortamda fiziksel şiddet uygulamaya kalkarlar. Bunlar cinnetteki gibi ağır, yıkıcı ve öldürücü, agresif girişimler değildir ama gene de şiddettir. Özellikle evde ailelerine karşı, iş yerinde ve sokakta kendilerinden daha zayıf gördükleri kişilere ve sokak hayvanlarına karşı şiddet gösterirler. Özellikle paranoid düşünceler, aldatılmışlık hissi, aşırı şüphecilik, kıskançlık, arkalarından iş çeviriyor gibi hissetmeleri, değersizlik, dışlanma ve terkedilme duyguları kişinin cinnet getirmesini tetikler.
Ülkemizde bu kadar yoğun olarak görülmesinin bir sebebi, ataerkil bir toplum olmamızdır. Kadına tacizin, tecavüzün, şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebebi kadının erkek tarafından bir meta olarak görülmesidir.
Cinnetin sebepleri, bireysel olabildiği gibi toplumsal da olabilir. Hukuk ve adalet sisteminde cezaların yeterli olmaması ve eğitimsizlik de cinneti ve şiddeti artıran sebeplerden olabilir. Siyasi ve ekonomik krizler, gelir eşitsizliği, kültürel ve sosyal değerlerdeki yozlaşma, demografik değişimler, işsizlik düzeylerinde artış, sürekli terör tehdidinin olması, cinnetin toplumsal sebeplerindendir. Ayrıca toplumda yaşayan insanların sosyal bağlarının gevşemesi ve kopması, birbirlerine sevgi ve saygının azalması da cinnete neden olur. Bunun yanında halkın kamu kurum ve kuruluşlarına güveninin kalmaması, toplum kesimleri arasında ayrımcılık yapılması ve adalet sistemine olan güvenin azalması da bireysel ve toplumsal cinneti tetikler.
Her gün darp edilen doktorlar, şiddet gören öğretmenler, kiracı, ev sahibi, kavgaları, sokaklarda kurşunlanan insanlar, tecavüze uğrayan ve şiddet gören kadınlar, çocuklar, yine sürekli şiddete maruz kalan hayvanlar ve suça sürüklenen çocuklar toplumdaki şiddet artışını göstergeleridir.
Bireysel ve toplumsal cinneti gidermek için bireylerin ve çeşitli toplum gruplarının birlik ve beraberliğini sağlayacak etkinlikler düzenlemek, toplum kesimlerinin birbirlerine olan düşmanlığını gidermek, siyasetçilerin bu yönde mesajlar vermesi, adalet ve sağlık sistemindeki sorunların giderilmesi, güvenlik güçlerinin çok iyi çalışması, mülteci sorununa iyi bir çözüm bulunması, terörle başa çıkılması gerekmektedir.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın,
Şebnem Kartal
Uzman Psikolog – Yazar
Commentaires