Tıka Basa Yeme Bozukluğu (Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu)
- Şebnem Kartal
- 9 Tem 2024
- 2 dakikada okunur
Tıka basa yeme bozukluğu literatürde tıkınırcasına yeme bozukluğu olarak
geçmektedir. Fakat ben bu tanımın, bu tip bir sorunu olan kişilerde psikolojik
rahatsızlık yaratacağını düşünerek tıka basa yeme bozukluğu olarak kullanmaya
karar verdim.
Tıka basa yeme bozukluğu, yemek yeme kontrolünün kaybedilmesine verilen
addır. Bu bozukluğun tanısının konulabilmesi için haftada en az 1 gün ve 3 ay
boyunca böyle bir alışkanlığın olması gerekir.
Tıka basa yeme bozukluğunda genetik, çevresel ve psikolojik faktörler etkin
olabilir. Gençlerde, ileri ve orta yaşa nazaran daha çok görülür. Obez insanlarda
görülme sıklığı fazladır ama tüm obezlerde görülecek diye bir kural yoktur.
Tıka basa yeme bozukluğu olan kişiler çok hızlı ve aşırı yemek tüketirler. Utanç
ve suçluluk duyguları yoğun olduğu için yalnızken yerler. Kalabalık ortamlarda
daha kontrollü yemek yemeye dikkat ederler. Sorunlarını saklama ihtiyacı
duyarlar. Hatta bazılarının aileleri, eşleri, çocukları ve yakın arkadaşları bile
böyle bir sorunları olduğunu bilemeyebilir.
Tıka basa yeme bozukluğu bazen başka bir yeme bozukluğu olan bulumia
nevroza ile karıştırılır. Bulumia nevrozada insanlar sürekli yer ve kusarlar.
Bazen laksatifler ve diüretik ilaçlar kullanırlar. Çok fazla spor yaparlar. Tıka
basa yeme bozukluğu olan insanlarda ise kusma davranışı zaman zaman denenir
ama her zaman yapılmaz. Bu bozuklukta sorun yemeğin kontrol edilememesidir.
Orta yaş ve gençlerde daha sık görülür. Bu sorunda da tıpkı obezitede olduğu
gibi çocukluk deneyimleri ve anne-baba tutumları önemlidir. Zorlayıcı yaşam
deneyimleri, çocukluk ve yetişkinlikte yaşanan travmatik olaylar sorunun
gelişmesine etki edebilir. Ayrıca yemek ile ilgili çok konuşulan, bedene ve
kiloya çok odaklanılan ailelerin çocuklarında ileri yaşlarda bu sorun görülebilir.
Çocukken edindiğimiz yeme alışkanlıkları da tıka basa yeme bozukluğu
probleminin gelişiminde önemlidir.
Obezitede olduğu gibi, çocukları yemek yemeye zorlamak, her keyifli veya
sıkıntılı anda yemek hazırlamak, çocuklara yemek vermeyerek cezalandırmak
veya tam tersine çok vererek onları ödüllendirmek ve yediklerine çok karışmak
doğru değildir. Çocukken yemekle kurulan ilişkinin ileride tıka basa yeme
bozukluğuna hatta tüm yeme bozukluklarına yol açabileceği bilinmektedir.
Bu sorun tıpkı obezitede olduğu gibi çeşitli fiziksel hastalıklara yol açabilir.
Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, kanser, insülin direnci, diyabet, uyku
bozuklukları, karaciğer yağlanması, eklemlerde ağrılı hastalıklar, inme, felç ve
solunum sisteminde bozukluklara neden olur.
Bu soruna genelde anksiyete, depresyon ve başka ruhsal bozukluklar da eşlik
edebilir.
Böyle bir sorunu olan insanların bazı davranış değişikliklerine gitmesinde yarar
vardır. Örneğin, yaptıkları alışveriş listesine dikkat etmek, zararlı yiyecekleri
almaktan kaçınmak, dışarıdan yemek söyleme alışkanlığını kesmek…
Tıka basa yemek yeme arzusunun ortaya çıktığı durumlarda, sosyalleşerek
çeşitli hobi ve uğraşılarla zaman geçirerek oyalanmak iyi olur. Ayrıca gün içinde
aç kalmamak, düzenli beslenmek ve gece geç saatlerde yemek yememek de
sorunun giderilmesine katkı sağlar.
Bu yeme bozukluğunda da diğer yeme bozukluklarında olduğu gibi, bir kısır
döngü oluşur. Yemeği yedikten sonra utanç, öfke ve suçluluk duyguları meydana
gelir. Ve bu duygular yeme bozukluğunun tekrarına sebep olur.
Tıka basa yeme bozukluğunun tedavisinde diyetisyenler, dahiliye doktorları,
endokrinologlar, psikologlar, psikiyatristler bir arada çalışmalıdırlar. Bu
rahatsızlığın sebepleri de sonuçları da pek çok uzmanın alanına girmektedir. Bu
yüzden, tedavide multidisipliner (disiplinler arası) yaklaşımlar tercih edilmelidir.
Referans (Colles, S., Dixon, J., O’ Brien, P. -Night Eating Syndrome and
Nocturnal Snacking Association with Obesity, Binge Eating and Psychological
Distress. Interantional Journal of Obesity, 2007.)
Sevgiyle ve sağlıkla kalın,
Şebnem Kartal
Uzman Psikolog – Yazar
Comments